SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-VİTR

<< 525 >>

باب: ما جاء في الوتر.

1.Vitir Namazı Hakkında Nakledilen Rivayetler

 

حدثنا عبد الله بن يوسف قال: أخبرنا مالك، عن نافع، وعبد الله بن دينار، عن ابن عمر: أن رجلا سأل رسول الله صلى الله عليه وسلم عن صلاة الليل، فقال رسول الله عليه السلام: (صلاة الليل مثنى مثنى، فإذا خشي أحدكم الصبح صلى ركعة واحدة، توتر له ما قد صلى).

 

[-990-] Abdullah İbn Ömer (r.a.)'den nakledilmiştir: "Birisi gelip Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gece namazının nasıl kılınacağını sordu ve Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle cevap verdi: "Gece namazı ikişer rekat halinde kılınır. Fakat siz'den biri sabah namazının vaktinin gireceğinden endişe ederse bir rekat kılar. Böylece bu bir rekatlık namaz onun daha önce kıldığı rekatları vitr (tek) leştirir."

 

 

وعن نافع: أن عبد الله بن عمر كان يسلم بين الركعة والركعتين في الوتر، حتى يأمر ببعض حاجته.

 

[-991-] Nafi'in naklettiğine göre Abdullah İbn Ömer (radiyallahu anh) vitir namazı kıldığında iki rekat ile tek rekat arasında selam verir ve hatta bu arada bazı ihtiyaçları için talimatlar verdikten sonra kalan bir rekatı kılardı.

 

 

حدثنا عبد الله بن مسلمة، عن مالك، عن مخرمة بن سليمان، عن كريب: أن ابن عباس أخبره: أنه بات عند ميمونة، وهي خالته، فاضطجعت في عرض وسادة، واضطجع رسول الله صلى الله عليه وسلم وأهله في طولها، فنام حتى انتصف الليل، أو قريبا منه، فاستيقظ يمسح النوم عن وجهه، ثم قرأ عشر آيات من آل عمران، ثم قام رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى شن معلقة، فتوضأ فأحن الوضوء، ثم قام يصلي، فصنعت مثاه، فقمت إلى جنبه، فوضع يده اليمنى على رأسي، وأخذ بأذني يفتلها، ثم صلى ركعتين، ثم ركعتين، ثم ركعتين، ثم ركعتين، ثم ركعتين، ثم ركعتين، ثم أوتر، ثم اضطجع حتى جاءه المؤذن، فقام فصلى ركعتين، ثم خرج فصلى الصبح.

 

[-992-] Kureyb nakletmiştir: Bir gece Abdullah İbn Abbas teyzesi Meymune'nin yanında kalmış ve o gece yaşananları şöyle aktarmıştır: "Ben yastığın uç kısmına enlemesine uzandım. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem da eşiyle birlikte yastığa uzunlamasına yattı ve uyudu. Gece yarısı olduğunda veya gece yarısına yaklaştığımızda uyandı ve uykusunu dağıtmak için yüzünü ve gözlerini ovuştur­du. Ardından Al-i İmran suresinden on ayet okudu. Sonra kalkıp duvarda asılı olan su kabını indirip güzelce bir abdest aldı ve namaz kılmaya başladı. Ben de aynen onun yaptıklarını yaptım ve namaz kılmak üzere yanına durdum. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sağ eliyle başımdan tuttu ve sonra kulağımı hafifçe tutup okşadı. Toplam on iki rekat namazı ikişer rekat halinde kıldı ve en sonunda tek bir rekat daha kılıp uzandı. Bir süre sonra müezzin gelip sabah namazı vaktinin girdiğini bildirdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunun üzerine kalkıp iki rekat daha namaz kıldı ve sonra çıktı ve mescid'e gidip sabah namazını kıldırdı."

 

 

حدثنا يحيى بن سلمان قال: حدثني ابن وهب قال: أخبرني عمرو: أن عبد الرحمن بن القاسم حدثه، عن أبيه، عن عبد الله بن عمر قال: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (صلاة الليل مثنى مثنى، فإذا أردت أن تنصرف فاركع ركعة توتر لك ما صليت).قال القاسم: ورأينا أناسا منذ أدركنا، يوترون بثلاث، وإن كلا لواسع، أرجو أن لا يكون بشيء منه بأس.

 

[-993-] Abdullah İbn Ömer (r.a.)'den nakledildiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Gece namazı ikişer rekat halinde kılınır. Gece namazını bitirmek istersen bir rekat daha namaz kılarsın. Böylece bu bir rekatlık namaz onun daha önce kıldığı rekatları vitr (tek) leştirir."

 

Kasım şöyle demiştir; "Biz ergenlik çağına girip aklımız erdiğinden beri insanların vitir namazını tek selamla üç rekat olarak kıldıklarını gördük. Bununla birlikte vitir namazının iki artı bir rekat, yani üç rekatın ikincisinde selam verip üçüncü rekatı tek olarak kılmada bir sakınca bulunmadığını düşünüyorum; bunların İkisi de caizdir."

 

 

حدثنا أبو اليمان قال: أخبرنا شعيب، عن الزهري، عن عروة: أن عائشة أخبرته: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يصلي إحدى عشرة ركعة، كانت تلك صلاته، تعني بالليل، فيسجد السجدة من ذلك قدر ما يقرأ أحدكم خمسين آية، قبل أن يرفع رأسه، ويركع ركعتين قبل صلاة الفجر، ثم اضطجع على شقه الأيمن، حتى يأتيه المؤذن للصلاة.

 

[-994-] Urve İbnü'z-Zübeyr, Aişe (r.anha)'dan nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem gece namazını on bir rekat kılardı. O Sallallahu Aleyhi ve Sellem, gece namaz kılarken siz'den birinizin elli ayet okuyabileceği kadar bir süre başını kaldırmadan secdede beklerdi. Sabah namazından önce de iki rekat namaz kılar ve sonra da müezzin haber verene kadar sağ yanı üzerine uzanırdı."

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Müslim'in naklettiğine göre (İkişer rekat halinde) diye tercüme ettiğimiz ..... kelimesinin ne anlama geldiğini Ukbe İbn Harîs Abdullah İbn Ömer'e sormuş ve İbn Ömer ona şu cevabı vermiştir: "Her iki rekatta bir selam verirsin."

 

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem vitir namazını hiç ara vermeden tek selamla üç rekat olarak da kılmıştır. Ayrıca ilk iki rekattan sonra arada selam vererek son rekatı ayrı olarak da kılmıştır. Onun vitir namazını her iki şekilde de kıldığına dair rivayetler sahihtir. Ebu Davud'un Urve yoluyla Hz. Aişe'den naklettiğine göre: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yatsı namazını kıldıktan sonra sabah namazına kadar on bir rekat namaz kılardı ve her iki rekatta bir selam verirdi." Bu iki rivayet İmam Buharî ile İmam Müslim'in şartlarına uygundur.

 

Bu rivayetler esas alınarak vitir namazı dışındaki nafile namazların iki rekat­tan az olamayacağı söylenmiştir. Selef alimleri vitir namazının üç rekat halinde kılınması ile son rekatın ilk iki rekattan ayrı kılınması durumlarından hangisinin daha faziletli olduğu konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir. el-Esrem'in nak­lettiğine göre Ahmed Ibn Hanbel, gece namazının ikişer rekat halinde kılınmasını tercih etmiş fakat nafile namazların gündüz dört rekat halinde kılınmasında her­hangi bir sakınca bulunmadığını söylemiştir. Muhammed İbn Nasr'ın görüşü de bu yöndedir: "Resulullah (s.a.v.)'den hiç ara vermeksizin sadece son rekatında oturarak vitir namazını beş rekat halinde kıldığına dair nakledilen sa­hih rivayetler bulunmaktadır. Fakat biz her iki rekatta bir selam verilmesini tercih ediyoruz. Çünkü Resul-i Ekrem (s.a.v.) kendisine gece namazını soran kişiye ikişer rekat halinde kılınacağını söylemiştir. Ayrıca son rekatm ilk iki rekat­tan ayrı olarak kılındığını gösteren, yani ikinci rekattan sonra selam verip geri kalan rekatı da tek rekat halinde kıldığına dair olan hadisler daha güçlü ve daha çoktur."

 

Resulullah (s.a.v.)'ın "Fakat sizden biri sabah namazının vaktinin gireceğinden endişe ederse..." şeklindeki ifadesine dayanan bazı alimler vitir namazının vaktinin fecrin doğması ile sona erdiğini söylemişlerdir. İbnü'l-Münzir'in selef alimlerinin bir kısmından naklettiğine göre, fecrin doğması ile vitir namazının ihtiyarî vakti sona erer, fakat zorunluluk dolayısıyla bu süre sabah namazı kılınana kadar devam eder. Kurtubî bu görüşü îmam Malik, İmam Şafîi ve Ahmed İbn Hanbel'den de nakletmiştir.

 

İbn Kudame şöyle der: "Hiç kimsenin sabah namazının vakti girene kadar kasıtlı olarak vitir namazını bırakması uygun değildir."

 

Selef alimleri vitir namazının kaza edilip edilemeyeceği konusunda farklı gö­rüşler ileri sürmüşlerdir. Çoğunluğa göre vitir namazı kaza edilmez. İmam Müs­lim'in naklettiğine göre: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem gece bir sıkıntısı veya başka bir durum dolayısıyla uyuduğu zaman gece namaz kılmak üzere kalkmaz­dı. Fakat gündüz olunca on iki rekat namaz kılardı."

 

"Bir rekat daha kılar" ifadesinden yola çıkan bazı alimler vitir namazından sonra artık nafile namaz kılınamayacağını söylemişlerdir. Bununla birlikte selef alimleri bu konunun ayrıntılarında görüş ayrılığına düşmüşlerdir:

 

1. Vitir nama­zından sonra oturarak namaz kılınabilir mi?

 

2. Bir kimse vitir namazını kıldıktan sonra gece henüz bitmeden yine nafile namaz kılmaya devam etmek isterse ilk vitirle yetinip daha sonra dilediği kadar nafile namaz kılabilir mi yoksa kıldığı tek rekata bir rekat daha ekleyip rekat sayısını çiftledikten sonra mı nafile namaza devam eder? Bu sonuncu durumda yeniden vitir namazı kılması gerekir mi yok­sa kılmasa da olur mu?

 

İmam Müslim'in Ebu Seleme yoluyla Hz. Aişe'den naklettiği rivayet ilk so­ruya ışık tutacak mahiyettedir. Bu rivayete göre; "Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem vitir namazını kıldıktan sonra oturarak iki rekat daha namaz kılardı." Bazı alimler bu görüşü kabul etmişler ve Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in hadisinde ifade edilen "Gece kılacağınız son namaz vitir olsun!" buyruğunun gecenin son vaktiy­le ilgili olduğunu söylemişlerdir. Fakat bu görüşü kabul etmeyenler onlara şu şekilde cevap vermişlerdir: "Hz. Aişe'den nakledilen bu rivayette söz konusu olan iki rekat namaz sabah namazının iki rekatlık sünnetidir."

 

İmam Nevevî'nin ko­nuyla ilgili açıklamaları ise şöyledir: "Resulullah (s.a.v.) vitirden sonra namaz kılarak hem vitirden sonra nafile namaz kılmanın, hem de nafileleri otu­rarak kılmanın caiz olduğunu açıklamak istemiştir."

 

İkinci hususla ilgili olarak alimlerin çoğunluğu şöyle demiştir: "Gece ibadet eden bir kimse dilediği kadar çift rekatlar halinde namaz kılar ve Nesaî ile İbn Hüzeyme gibi hadis alimlerinin hasen bir senedle Talk İbn Ali'den naklettikleri "Bir gecede iki vitir olmaz" hadisi gereğince kıldığı vitir namazını arkasından başka namazlar kılarak işlevsiz hale getirmez." Bununla birlikte vitir dışında da tek rekatlı nafile namaz kılınabileceğini söyleyen alimlere göre vitir namazı ar­dından başka namazlar kılınarak bozulabilir." "Böylece bu bir rekatlık namaz onun daha önce kıldığı rekatları tekleştirir, işte vitir namazı budur." Böylece kılınan son rekatın tek olmasına vitir, bundan önceki namazların iki rekat iki rekat olarak kılınmasından dolayı da buna şef denmektedir.

 

(Abdullah İbn Ömer tek rekatlı namaz (vitir) kıldığında iki rekat kılıp ara verir ve bu arada selam vererek hizmetçisine bazı ihtiyaçları için talimatlar verdik­ten sonra kalan bir rekatı kılardı.) Bu rivayetten ilk bakışta anlaşılan anlam (za­hir) şudur: "Abdullah İbn Ömer genelde vitir namazını hiç ara vermeksizin üç rekat olarak kılardı. Fakat herhangi bir işi ve ihtiyacı olduğunda ara verir ve daha sonra, önceki kıldığı iki rekatın üzerine bir rekat daha eklerdi." Bu açıkla­ma, vitir namazı mutlaka ara verilerek kılınmalıdır diyenlerin görüşlerine bir cevap mahiyetindedir.

 

Resulullah (s.a.v.), Abdullah İbn Abbas'ın kulağını hafifçe tutup okşadı. Muhammed İbnü'l-Velîd'in naklettiği rivayette ise şöyle bir ek bilgi bu­lunmaktadır: "Abdullah İbn Abbas şöyle demiştir: Ben Resulullah (s.a.v.)'in gecenin karanlığında korkmamam için bu şekilde kulağımı tutup okşadığını anladım." Dahhak İbn Osman rivayeti ise şöyledir: "Ben namazda uykuya dalıp kendimden geçtiğim zaman kulağımın memesini tuttu, hafifçe ovaladı." Bu açık­lamalar, bazı bilginlerin ileride tefsir bölümünde gelecek olan Seleme İbn Küheyl rivayetine dayanarak, Resulullah (s.a.v.) İbn Abbas'ı sol tarafından sağ tarafına geçirmek için kulağından tutmuştu, şeklinde getirdikleri açıklamaya bir cevap ve red mahiyetindedir. Bununla birlikte Resulullah (s.a.v.)'in İbn Abbas'ı bu şekilde sağ tarafına geçirmesi, onun kulağını gecenin karanlığın­dan korkmamasını sağlamak ve uyarmak için tutmuş olmasına engel teşkil et­mez. Aslında İbn Abbas'ın yaşı küçük olduğu İçin Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bu hareketinin çok yerinde olduğu açıktır.

 

(Toplam on İki rekat namazı ikişer rekat halinde kıldı) ifadesinden ilk bakışta anlaşılan anlam şudur: "Resulullah (s.a.v.) her iki rekatta bir ara verir­di." Zaten Talha İbn Nafi' rivayetinde bu açıkça ifade edilmektedir: "Her iki re­katta bir selam verirdi." Ayrıca İmam Müslim'in Ali İbn Abdullah İbn Abbas riva­yetinde de iki rekatta bir ara verdiği açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bu rivayete göre Resul-i Ekrem (s.a.v.) her iki rekatta bir ara verip dişlerini misvaklamıştır.

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1. Haşim oğullarına genel olarak zekattan pay verilebileceğinin caiz olduğu görülmektedir. Burada nafile olarak ve gönülden gelen şekliyle bunun yapılabi­leceğine dair bir caizlik sözkonusudur. Bu da vefakarlık için yapılır.

 

2. Çocuklarla, akraba ve komşularla İyi geçinmek, onlara iyi davranmak ge­rekir.

3. Kişi başta eşi olmak üzere ailesiyle iyi geçinmelidir.

4. Küçükler, kendileriyle evlenmeleri haram olan kadın akrabaları ile aynı odada geceleyebilir.  Bu sırada o kadının kocasının odada bulunup bulun­maması bu konudaki hükmü değiştirmez.

 

5. Bir kimse hayızlı olan eşiyle aynı yatakta yatabilir.Böyle bir durumda küçüğün yanında bulunmaktan çekinmeye de gerek yoktur. Hatta küçüğün temyiz çağına girmesi veya ergenlik çağına iyice yaklaşmış olması da bu bakım­dan fark etmez.

 

6. Küçüğün namazı geçerlidir ve küçük namaz kılarken ona yalnız olmadığı­nı göstermek, korkmamasını sağlamak ve gerektiğinde uyarmak için kulağı tutu­labilir.

 

7. Resulullah (s.a.v.)'in fiileri ve yaptığı her davranış da uymamız gereken sünnetler arasındadır.

 

8. Gece namazı çok faziletli bir ibadettir. Özellikle gecenin ikinci yarısında ibadetle meşgul olmak daha faziletlidir.

9. Gece kalkınca misvak kullanmak güzel bir davranıştır.

10. Gece namazına kalkınca Al-i İmran suresinin sonlarını okumak çok fazi­letlidir.

11. Az suya eli daldırarak abdest almakta bir sakınca yoktur. Zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in abdest aldığı kap geniş ağızlı bir tas idi.

 

12. İbn Abbas sahabenin önde gelenlerinden biridir. Zekası, anlayışı çok güçlüdür ve dinin emirlerini öğrenip aktarmada çok titiz ve kabiliyetli biri olarak bilinir.

 

13. Mescitte düzenli ve devamlı olarak görev yapacak bir müezzin istihdam etmek mümkündür.

14. Müezzin, namaz vaktinin girdiğini imama bildirir ve onu namaza çağırır.

15. Nafile namaz cemaatle kılınabilir.

16. İmamlık yapmaya niyet etmemiş birisine uyularak namaz kılınabilir.